Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Robert De Niro'nun mezar taşı
Robert De Niro'nun mezar taşı
Gece Müzeciliği konserleri başlıyor
Gece Müzeciliği konserleri başlıyor
123456789
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Robert De Niro'nun mezar taşı
Robert De Niro'nun mezar taşı
Gece Müzeciliği konserleri başlıyor
Gece Müzeciliği konserleri başlıyor
123456789

Fincancı: Sağlık sisteminin temel amacı hastalıktan kâr etmek

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, sağlıkta nitelikli hizmetin değil niceliğin öncelendiğinde dikkat çekerek, “Bu sistemin temel amacı, hastalıktan kâr etmektir. Bu kârın arttırılabilmesi için de hastaların sistemden çıkmasına izin verilmiyor" dedi.

Burcu Yıldırım

ANKARA- Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, ek randevu ve teşvike bağlı mesai sonrası randevuların, sağlığın niteliğini düşürdüğünü söyledi. Sağlık çalışanlarının tükendiğini, hastaların da sistem içerisinden çıkamadığını belirten Fincancı, “Bu sistemin temel amacı, hastalıktan kâr etmektir. Bu kârın arttırılabilmesi için de hastaların sistemden çıkmasına izin verilmiyor. Nicelik önceleniyor, nitelik ortadan kaldırılıyor” diye konuştu. Fincancı, sağlığın demokrasiden, barınma sorunlarından, beslenme koşullarından yani ekonomiden bağımsız olarak düşünülemeyeceğine de dikkat çekti.

“Nitelik ortadan kaldırılıyor”

TTB'nin bir yıldır sağlık çalışanlarının ve halkın sağlık hakkı için sahada ve eylemlerde olduğunu vurgulayan Fincancı, bu sağlık sisteminde sağlıklı kalabilmenin olanaksız olduğunu kaydetti. Fincancı, "Sağlığa erişebilmek artık hayal oldu. İnsanlar randevu alamadıkları için ertelenen sağlık hizmetlerinin üstüne pandemi de eklenince, fazladan ölümler 300 bini aştı” dedi. Sağlık otoritesinin bu noktada TTB'nin çözüm önerilerini dinlemek yerine bakanlığın ek randevu sistemini getirdiğini söyleyen Fincancı, şöyle devam etti:

“Oysa yaşadığımız sorunların önemli bir kısmı ne yazık ki muayene sürelerinin son derece sınırlı olması ve ayrılan sürede sorununa çare bulamayan hastaların kapı kapı dolaşmak zorunda bırakılmasıydı. Ek randevu sistemi, bu sorunu daha da derinleştirerek insanların sağlık sisteminin içinden çıkamamasına ve dönüp dolaşmasına yol açıyor. Bu sistemin temel amacı, aynı zamanda hastalıktan kâr etmektir. Bu kârın arttırılabilmesi için de hastaların sistemden çıkmasına izin verilmiyor. Nicelik önceleniyor, nitelik ortadan kaldırılıyor. On dakika muayene süresini, birkaç dakikaya düşürdüler. Ek randevu sisteminde, 5 dakika içinde 3 randevu olduğunu görebiliyoruz. Mesai sonrası çalışmayı getirdiler ve bunların her biriyle sorunu çözebileceklerini sandılar” diye konuştu.

“Yarını yok bu sistemin”

Fincancı, hastaların randevu sisteminin içinden çıkarılması için koruyucu sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi ve yeteri kadar zaman ayrılması gerektiğine dikkat çekti. Bu sistemin kendilerine sağlık hizmetinin niteliğini tamamen ortadan kaldıran bir model önerdiğini anlatan Fincancı, "İnsanlar sağlığa erişemiyor ve bu yüzden ne yazık ki pandemi sonrasında da biz fazladan ölümleri göreceğiz” dedi.

Teşvik sisteminin de performans sisteminden farklı olmadığını vurgulayan ve hekimlerde rıza üretebilmek için getirildiğine işaret eden Fincancı, şunları kaydetti:

“Nitelikli sağlık hizmeti sunumu dışında tümüyle niceliği değerlendiren bu sistemde hekimler için de rıza üretmeye çalışıyorlar. Çünkü hekimlerin de bu ekonomik koşullarda geçinebilecek bir ücret elde edebilmek için daha fazla çalışması söz konusu olacak. Ama bu sistem bugün geçerli. Yarını yok bu sistemin. Bu durumda hekimler emekli olduklarında yoksulluk sınırının altında hatta açlık sınırının altında ücretlere mahkum edilmiş olacaklar. Hem kölelik koşullarında daha fazla çalışma hem emekliliğe yansımayan ücretlendirme hem de daha fazla çalışmaya zorlanmayla sağlık hizmetinin niteliğinde kayıplarla karşı karşıya kalacağız.” 


Hekim de hasta da çaresiz

Ek randevu ve teşvike bağlı mesai sonrası randevuların hekimleri tükettiğine işaret eden Fincancı, bu yoğunluk ve iktidarın şiddet söyleminin aynı zamanda sağlıkta şiddeti de arttırdığını söyledi. Hekim çaresiz kalırken hastanın da hastalığına çare bulamadığını ifada eden Fincancı, "Eğitim sürecinde olan hekimler için de bu çok ağır bir yük. Çünkü bir yandan eğitim alıp bir yandan da kölelik düzeninde aralıksız hizmet sunacak. Bu durum tükenmeye, hekimlerin alandan çekilmesine de neden oluyor" dedi.

“Sağlığı ekonomiden ayıramayız”

Fincancı, sağlık sisteminde niteliğin öncelenmesinin yanında koruyucu sağlık hizmetleri mekanizmalarının işletilmesi gerektiğinin de altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu aslında sağlığın toplumsallaştırılmasıdır. Yani açlığın, yoksulluğun giderilmesi, barınma ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerekiyor. Sağlığı demokrasiden, barınma sorunlarından, beslenme koşullarından yani ekonomiden ayıramayız. Hepsi bir bütündür. İnsanlar nemli, karanlık ortamlarda yaşamak zorunda bırakılırsa pek çok kronik hastalık da beraberinde çağırılmış olur. Beslenmek için ancak makarnaya gücü yetiyorsa, birçok kronik hastalık davet edilmiş olur. Bunları gidermeden, bizim sağlıklı kılabileceğimiz mekanizmaları devreye sokabilmemiz mümkün değil. Bu yüzden toplumla beraber tüm sağlık emekçileri ortak düşünmeli ve sağlıklı yaşam hakkı için birlikte mücadele etmeli.”