"Etlik Şehir Hastanesi'nin en az 2 yıllık işi var"

Burcu Yıldırım

ANKARA- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından "sağlık alanındaki devrimlerden biri" olarak nitelendirilen Etlik Şehir Hastanesi'nin, pek çok eksikliğe rağmen açıldığı iddia edildi.

Türkiye'nin en büyük şehir hastaneleri arasında yer alan ve Ankara'nın ikinci şehir hastanesi olan Etlik Şehir Hastanesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katıldığı bir törenle 28 Eylül'de hizmete girdi. Erdoğan'ın “Biz Etlik Şehir Hastanesi'ni sağlık alanındaki devrimlerden biri olarak kabul ediyoruz. Bu dev hastane adeta bir sağlık şehridir” sözleriyle açılan hastanede çalışan işçiler, hastanenin hâlâ bitmediğini dile getirdi. İşçiler, “Bu hastaneyi açtılar ama hastanenin henüz profesyonel olarak hizmet sunabilmesi imkânsız. Çünkü hastane hâlâ bitmedi. Sadece T1 dediğimiz bina tamamlanmaya yakın. T2 ve T3 binaları henüz bitmemiş durumda. Buralardaki her şey makyajlı ama buzdağının arkası farklı. Şu an burada en az iki yıllık iş var” ifadelerini kullandılar.

Şehir Hastanesi parıltılı koridorları boş

GAZETE DURUM olarak, Etlik Şehir Hastanesi'nin yapım işlerinin, açılıştan bir gün sonra da tüm hızıyla devam ettiğini gördük. Hastanede, bahçe ve koridorlarda çalışan işçilerle rastlaştık. Biz dev komplekse girerken, önceki günden kalan bir kamyon polis bariyerleri de çıkarılıyordu. Bir köşede ise boylu boyunca uzanan şantiyeler göze çarpıyordu...

Hastane, bol ışıklı, lüks ve dış cepheleri ile parıltılı olsa da zeminden aşağıdaki katlarda yer yer elektrik sorunları görmek mümkün. Tam anlamıyla sağlık hizmeti verilebilmesi içinse çalışmalar henüz tamamlanmışa benzemiyor. Ucu bucağı görünmeyen uzun koridorlardan, köprülerden (iki kule arasındaki geçiş koridorları) ve kulelerden (çok katlı bina) geçtiğimiz bu yapının, üçte birini gözlemlemek için bile 7 bin adım attık.

“Hastane gerçek anlamıyla ne zaman işler bilmiyoruz”

Hastaların ve sağlık çalışanlarının görüşlerini alabilmek içinse pek kimseye rastlayamadık. Bir buçuk saat boyunca Etlik Şehir Hastanesi'nin sadece bir kısmını dolaşabilirken, bir kule önünde denk geldiğimiz sağlık çalışanları şunları söyledi:

“Biz geldik ama şu an sadece olduğumuz katı biliyoruz. Daha iki doktor var. Hastaların taşınması, sistemin oturması, çalışanların adapte olması öyle kolay değil. Hastane gerçek anlamıyla ne zaman işler bilmiyoruz. Doktorların bir kısmı önceki hastanelerde kalacak, bir kısmı da buraya gelecek sanırım.”

Eşini hastaneye getiren ve kendisinin de kemoterapi aldığını söyleyen bir hasta ise “Dışkapı Hastanesi'ne gidiyorduk. Tedaviye daha önce başladığımız için doktorumuzu bulmak zor olmadı ama yeni gelen biri burada doktoru, binayı nasıl bulacak bilmiyorum. Hastane içinde bir yerden bir yere gidene kadar nefesimiz kesildi. Önceki gün açılış varmış, doktor 'Gelme' dedi. Bugün geldik. Ben buradan eşimi alıp üniversite hastanesine gidip kemoterapi alacağım. Oradan oraya sürükleniyoruz. Umarım hepimiz şifamızı buluruz” diye konuştu.

“Dışarıdan çok mu güzel görünüyor?”

Devasa binaların içinden döne dolaşa çıkıp, “Kimse yok ama güzel yapmışlar. Bir de çıkışa varabilsek” diye sesli düşündüğümüz bir anda arkadan iki işçi, gülerek “Öyle mi sanıyorsunuz? Dışarıdan çok mu güzel görünüyor?” diye devam etti. Etlik Şehir Hastanesi'ni, hastaneyi yapan işçilere sorma fırsatını elde etmiş olduk böylelikle. Bu devasa yapıların ardını, isimlerini vermeyen işçiler şöyle anlattı:

“Bu hastaneyi açtılar ama hastanenin henüz profesyonel olarak hizmet sunabilmesi imkânsız. Çünkü hastane hâlâ bitmedi. Sadece T1 dediğimiz bina tamamlanmaya yakın. T2 ve T3 binaları henüz bitmemiş durumda. Buralardaki her şey makyajlı ama buzdağının arkası farklı. Burada en az iki yıllık iş var. Hastalar, tek tük geliyor. Daha bugün hastaneye otobüs girdiğini gördüm ben. Hastalarla bir iki defa karşılaştık. Yollarını şaşırmışlardı, onu sordular. Geçen bir hasta geldi, aç aç oturup duruyordu. Yemek fişimizi verdik gönderdik, adam karnını doyurdu. Belki cebindeki parayı da buraya gelmek için harcamıştı.”

“Suya ayağınızı bastığınız an kömür olursunuz”

Diğer işçi de dört aydır maaşlarını alamadıklarını söyledi. Üniversitede iki kız çocuğu okuttuğunu söyleyen işçi, şunları dile getirdi:

"Emekli olduğum halde çalışıyorum. Buradan maaş alamadığım için borç içinde yüzüyorum. Önceki ay, bin lira yatırdılar. Geçen ay da 5 bin küsur lira yatırdılar ama içeride 20 bin lira alacağımız bulunuyor. Buraya çalışmak için gurbetten gelen insanlar var. İşçiler, eşlerine ve çocuklarına para gönderemiyor. Biz kendimizi geçtik, yaptıkları işe bakıyoruz, onda da bir şey yok. Hükümet burayı çok şaşalı gösteriyor ama öyle değil. Yürü yürü yolunuzu bulamazsınız burada. Mesela şu karşıdaki binanın çatı katında çok iş var. En üstteki iki kat zenginlerin. Onlar istediği gibi gelip muayene oluyor. VIP odaları var, çok lüks oralar. Oradan zemin kata kadar problem yok. Ama eksi katlar bitik. Kumanda odasından sistemi göremiyorlar. Otomasyon sistemi yok. Hangi sistemin çalışıp hangisinin çalışmadığını göremiyorlar. Yarın bir gün yağmur yağarsa çok sıkıntı çıkar. Hastane zemini iyi değil, her taraftan su geliyor. Altta, 'ana pano' dediğimiz yüksek gerilim hattı var. Allah muhafaza, orada suya ayağınızı bir bastınız mı, kömür olursunuz. Biz bile korkarak çalışıyoruz.”