"Düşmanlaştıran dil sonlandırılmalı"

İleyda Özmen

ANKARA- Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarının nedenleri ve alınması gereken önlemleri görüşmek üzere TBMM Genel Kurulu’nu 1 Ağustos’ta olağanüstü toplantıya çağırdı. Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı, toplantıda ilk önce sağlık için kullanılan dilin tartışılması gerektiğine dikkat çekerek, "Siyasi otorite meslek örgütlerine, sendikalara saldırdığında toplumda da hekimlere, sağlık çalışanlarına şiddet sanki meşruymuş gibi bir algı ortaya çıkıyor. Meslektaşlarımızı düşmanlaştıran bir dil ortaya çıkıyor. Bunu sonlandırmak gerekiyor" dedi.

TBMM Başkanı Şentop, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarının nedenleri ve alınması gereken önlemler konusunda olağanüstü toplantı çağrısı yapması üzerine, TBMM Genel Kurulu’nu 1 Ağustos Pazartesi günü saat 15.00’te toplantıya çağırdı. TTB Başkanı Fidancı'ya, toplantıda sağlık çalışanları için hangi konuların gündeme getirilmesini istediklerini sorduk. Fincancı taleplerini GAZETE DURUM’a şöyle anlattı:

CHP sorunlarımızı dinledi: Bizi zaten Cumhuriyet Halk Partisi davet etmişti sorunları dinlemek üzere. CHP ile yaptığımız toplantıda bu sorunları aktarmıştık. Onlar da 120 imza toplayarak Meclis'i toplantıya çağıracaklarını ifade etmişti. Meclis Başkanı tarafından böyle bir değerlendirme yapıldıysa ne kadar iyi.

Özel sağlık kurumları kamu niteliği kazanmalı: Özel sağlık kurumlarının da kamu kurum niteliği kazanması gerekiyor. Mesela sağlık kurumlarında çalışan temizlik işçileri, güvenlik görevlileri de şiddete uğruyor. Ama sağlık çalışanı olarak kabul edilmiyorlar. Bu sıkıntıları biliyoruz. Yasa tabii ki kıymetli ama ilk olarak meslek örgütleri başta olmak üzere siyasi otoritenin saldırılarını sonlandırması gerekiyor.

Düşmanlaştıran dil sonlandırılmalı: Toplantıda sağlık dilinin tartışılması gerekiyor. Siyasi otorite meslek örgütlerine, sendikalara saldırdığında toplumda da hekimlere, sağlık çalışanlarına şiddet sanki meşruymuş gibi bir algı ortaya çıkıyor. Meslektaşlarımızı düşmanlaştıran bir dil ortaya çıkıyor. “Doktor efendi dönemi bitti. Doktorun eli hastanın cebinde” gibi yakışıksız birtakım ithamların olması… Biz meslek örgütü olarak herhangi bir etik ilkeye ayrı tutum olduğunda tüm mekanizmalarımızı çalıştırıyoruz ama ortada suçlayan, düşmanlaştıran bir dil var. Bunu sonlandırmak gerekiyor. Kışkırttırılmış sağlık talebiyle kâr alanına dönüştürdüler bizi. Değersizleştirdiler, nesneleştirdiler. Bunun sonlanması gerekiyor.

Şiddete ilişkin yasal düzenleme yapılmalı: En fazla şiddetin acillerde olduğunu biliyoruz. Özellikle de yeşil alan çok ciddi bir sorun. Poliklinik hizmeti veriliyor acilde. Ve poliklinik hizmetinde yaşanan çatışma şiddete dönüşüyor ne yazık ki. Dolayısıyla bunları bütün olarak ele almak gerekiyor. Ama önce yasal düzenleme. Biz bunu çok olumlu buluyoruz. Muhalefet partilerinin hepsine de böyle bir irade gösterdikleri için teşekkür ediyoruz.

Okul kitaplarındaki şiddet dili kaldırılmalı: Okul kitaplarının taranması gerekiyor. Bu şiddet dilini ortadan kaldırmak gerekiyor. Sadece sağlıkta şiddette değil toplumda şiddet artmış durumda. Bu şiddet dilini ortadan kaldırarak, kitaplardan kaldırarak şiddetsiz bir eğitim oluşturulmalı.

Bireysel silahlanmanın önüne geçilmeli: Bireysel silahlanma çok artmış durumda bunun önüne geçilmesi gerekiyor. Kamu kurumlarına silahla girilmesini önleyecek düzenleme yapılması gerekiyor.

Sağlıkta şiddetle ilgili veriler üzerinde çalışılmalı: Sağlıkta şiddetle ilgili veriler Sağlık Bakanlığı’nın elinde var. Biz bunlara Beyaz Kod verileri diyoruz. Bunların üzerinde hep birlikte oturup çalışmak gerekiyor. Şiddet nerede yoğunlaşıyor, kime karşı yoğunlaşıyor konuşmak gerekiyor. Biz 2020 yılındaki verileri zorluklarla alabilmiştik. 2020 üzerine çalıştığımızda görüyoruz ki en fazla şiddete uğrayanlar hekimler. En fazla şiddet uygulanan yerler aciller. En fazla şiddet uygulanan kamu kurumları devlet hastaneleri. Önlemler alınması için bunları bilmek ve adımlar atmak gerekiyor. Ceza adaleti suçu önleyen bir adalet biçimi değil aslında ama muhakkak ki caydırıcıları var.