Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
123456789
Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
123456789

Dünya Çevre Günü

Dünya Çevre Günü'nde bu yıl arazi restorasyonu, çölleşme ve kuraklığa dayanıklılık teması öne çıkacak.

Haber Merkezi

ANKARA - Birleşmiş Milletler Çevre Programı'nın (UNEP) 1972'de aldığı kararla 5 Haziran Dünya Çevre Günü olarak kutlanıyor.

Suudi Arabistan'ın ev sahipliği yaptığı bu yılki etkinliklerin odak noktası, "Bizim topraklarımız. Bizim geleceğimiz. Biz #RestorasyonKuşağıyız" sloganı altında "arazi restorasyonu, çölleşme ve kuraklığa dayanıklılık" olacak. Bu sene 51'incisi düzenlenecek etkinlik öncesi UNEP, dünya genelindeki arazi bozulması, çölleşme ve kuraklığa dair güncel verilerin yanı sıra arazi tahribatıyla mücadele yollarına yer verilen bir rapor yayımladı.

Rapora göre, dünya topraklarının beşte birinden fazlası fiziksel, kimyasal ve biyolojik yönden niteliğini kaybederek bozuldu. Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 40'ı arazi bozulmasından etkilendi. Toprak bozulması, çölleşme ve kuraklık nedeniyle dünya genelindeki ekosistemler, doğal denge ve biyolojik çeşitlilik de tehlike altında bulunuyor.

Arazi bozulması özellikle kadınlar ve gençler başta olmak üzere en çok yerli halkları, kırsal toplulukları, çiftçileri ve gelir düzeyi düşük bireyleri etkiledi. Her yıl 55 milyon kişi kuraklıktan doğrudan etkileniyor. Kuraklığın ve arazi bozulmasının kontrol altına alınmaması halinde küresel gıda verimliliğinin yüzde 12 oranında azalabileceği ifade ediliyor. Ayrıca, dünya nüfusunun dörtte üçünden fazlasının 2050'ye kadar kuraklıktan etkilenmesi bekleniyor.

UNEP'den yapılan açıklamada, tahrip olmuş toprakları eski sağlığına kavuşturacak restorasyon girişimleriyle arazi bozulması, çölleşme ve kuraklık nedeniyle meydana gelen tahribatın tersine çevrilebileceği belirtildi.

Restorasyonun geçim kaynaklarını artırdığına, bireylerin gelir seviyesini yükselttiğine ve olumsuz hava koşullarına karşı direnç oluşturduğuna işaret edilen açıklamada, tahrip olan arazilerin sadece yüzde 15'inin restore edilmesiyle bile beklenen soy tükenmelerinin yüzde 60'ının önlenebileceği kaydedildi.

Açıklamada ayrıca iklim değişikliği gibi arazi bozulumu, kuraklık ve çölleşmeyi tetikleyen unsurlarla da mücadele edilmesi gerektiği vurgulandı.

UNEP İcra Direktörü Inger Andersen, arazi bozulmasının 3 milyardan fazla insanı etkilediğini belirtti. Arazi tahribatının tarım ürünü yetiştirmeyi ve çiftlik hayvanı beslemeyi de zorlaştırdığını ifade eden Andersen, bu durumun çiftçileri ve kırsal kesimde yaşayan toplulukları orantısız şekilde etkilediğini aktardı. Andersen, "Doğa dirençli. Ekosistemleri restore ederek iklim değişikliği, doğa ile arazi kaybı, kirlilik ile atık krizini yavaşlatabiliriz. Topraklarımız bizim geleceğimizdir, onu korumalıyız." ifadesini kullandı.

Dünya Doğayı Koruma Vakfı'nın (WWF) açıklamasında ise dünya genelinde 765 milyon ila 1 milyar hektar arasında arazinin restorasyon için işaretlendiği ve bu toprakların neredeyse yarısının Sahra Altı Afrika, Asya ve Güney Amerika'da bulunduğu belirtildi.

Restorasyon programlarının verimlilik artışı, karbon tutma ve biyolojik çeşitliliğin korunması gibi pek çok çevresel faydaya sahip olduğu kaydedilen açıklamada, bölgedeki biyoçeşitliliğin ve ekosistemin korunması amacıyla Nepal'in güneyindeki Terai Arc bölgesinde başlatılan girişim sonucu elde edilen başarılara yer verildi. Açıklamada, girişim neticesinde, bölgede yaklaşık 66 bin hektarlık ormanın restore edildiği ve Terai Arc'daki kaplan nüfusunun neredeyse üçe katlanarak 121'den 355'e çıktığı kaydedildi.