6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Künhü'l Ahbar basıldı
Künhü'l Ahbar basıldı
123456789
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Künhü'l Ahbar basıldı
Künhü'l Ahbar basıldı
123456789

KESK üyeleri bordrolarını yaktı: “Halkın yoksulluğu gizlenemez boyutlarda”

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Ankara Şubeler Platformu, gerçek enflasyon karşısında ücretlerinin eridiğini belirterek bordrolarını yaktı.

Burcu Yıldırım

ANKARA-Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), “Yoksulluğu yansıtan bordrolarımızı yakıyoruz” sloganıyla eylem yaptı. KESK üyeleri, gerçek enflasyon karşısında maaşlarının eridiğine dikkat çekerek bordrolarını yaktı. Eğitim Sen 5 No'lu şube önünde bir araya gelen KESK üyeleri adına ortak açıklamayı okuyan BES Ankara 2 No'lu Şube Başkanı İhsan Gülhan, “Resmi enflasyon yıllardır TÜİK vasıtası ile düşük gösterilerek milyonlarca kamu emekçisinin, işçinin, emeklinin ekmeği ile oynanmakta, alın teri çalınmaktadır. Halkın yaşadığı yoksullaşma gizlenemez boyutlara ulaşmıştır. 2023 bütçesi hazırlıklarına başlanacak olan önümüzdeki ekim ayında toplu sözleşme masası kurulmalıdır” diye konuştu.

KESK üyeleri, “Artık yeter insanca yaşamaya yetecek bir ücret istiyoruz” pankartı arkasında bir araya gelerek “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek”, “AKP zammını al başına çal”, ‘Sermayeye değil emekçiye bütçe”, “Emekçiyiz haklıyız kazanacağız” sloganlarını attı.

Gülhan, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Enflasyon Araştırma Grubu'nun (ENAG) açıkladığı enflasyon rakamları arasındaki farkı “uçurum” olarak olarak niteleyerek, şöyle konuştu:

Milyonlarca emekçinin alın teri çalınmaktadır: Halkın çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığı gerçek enflasyon TÜİK rakamlarını katlıyor. Emekçilerin, işçilerin, emeklilerin, halkın yaşadığı yoksullaşma gizlenemez boyutlara ulaşmıştır. Öncelikle altını çizmek isteriz ki zengin tabaka ile toplumun neredeyse yüzde 95’ini kapsayan dar gelirli kesimlerin yaşadığı enflasyon farklıdır. Yaptıkları harcamaları asgari düzeye indirmek zorunda kalan milyonlar ne yeterince beslenebilmekte, ne de barınma, ısınma gibi ihtiyaçlarını yeterince karşılayabilmektedir. Öte yandan dar gelirli bir ailenin açlık sınırı 6 bin 400 TL'yi, yoksulluk sınırı 20 bin 500 TL'yi aşmıştır. Ortalama kamu emekçisi maaşı 6 bin 750 TL'de, ortalama kamu emekçisi emeklisi maaşı ise 4 bin 674 TL'de kalmıştır. Tüm bunlara rağmen resmi enflasyon yıllardır TÜİK vasıtası ile düşük gösterilerek milyonlarca kamu emekçisinin, işçinin, emeklinin ekmeği ile oynanmakta, alın teri çalınmaktadır.

Yüzde 86 enflasyon farkı ödenmelidir: Tüm kamu emekçilerine, emeklilere en az vergi artışı kadar yüzde 86 enflasyon farkı ödenmelidir. Mevcut durumdaki gelir vergisi tarifesinde, dilim tavan-tabanlarında veya vergi oranlarında ek bütçeye paralel artış yapılmalıdır. Aksi durumda maaş artışları cebimize girmeden gelir vergisine gidecektir. İktidarın bütçeyi tek başına belirleyip ardından toplu sözleşme masasında “bütçe imkanlarımız el vermiyor” diyerek bizleri hedeflenen çarpık enflasyon rakamlarına mahkum bırakma politikasına artık son verilmelidir. Emekçilerin, sendikaların, halkın bütçeye katılma hakkı önündeki engeller kaldırılmalıdır. 2023 bütçesi hazırlıklarına başlanacak olan önümüzdeki ekim ayında toplu sözleşme masası kurulmalıdır. En düşük kamu emekçisinin geliri maaşında ve eş yardımı, çocuk yardımı, kira yardımı, ulaşım yardımı gibi sosyal ödemelerde yapılacak artışlarla yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmalıdır.

Açıklamanın ardından enflasyon zamları altında maaşlarının eridiğine dikkat çeken emekçiler, bordrolarını yaktı.



GAZETE DURUM'un sorularını yanıtlayan emekçiler yaşadıklarını ve taleplerini şöyle sıraladı:

KESK MYK Üyesi Gönül Kural Şimşek: Beslenme, barınma gibi en temel ihtiyaçlara gelen zamlarla geçinemez duruma düştük. Ciddi anlamda yoksullaştık. Kamu emekçileri, az çok “orta sınıf” diye adlandırılıyordu artık öyle bir şey kalmadı. Şu anda maaşlarımız, açlık sınırına yakın bir oranda. En düşük kamu emekçisinin maaşı yoksulluk sınırının üzerinden olmalı. Kamu emeklileri çok daha mağdur. Yaşadığımız ekonomik sorun, bütün işçi ve emekçilerin ortak sorunu.

Eğitim Sen 2 No'lu Şube Üyesi Adnan Sözen: Her geçen gün sefalete doğru gidiyoruz. Yoksulluk standardının bile altında yaşıyoruz. Ben 32 yıllık öğretmenim, gelen zamlarla birlikte aldığım maaş, 11 bin TL'yi ancak buldu. Gerçek enflasyon yüzde 300'leri gördü. Geçen sene 15 TL'ye aldığım peyniri bu sene 65 TL'ye aldım. Onu da direkt üretildiği köyden aldım. Ülke felakete gidiyor. Bunun çözümü, bu felakete giderken etkilenen herkesin yuvarlanan bu kamyonun altına takoz olması gerekiyor. Bu da işçilerin, köylülerin, memurların, yoksulların, işsizlerin, öğrencilerin hep beraber mücadele etmesinden geçiyor.