Ankara’nın medya yüzü AKK Medya Çalışma Grubu
Ankara’nın medya yüzü AKK Medya Çalışma Grubu
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Robert De Niro'nun mezar taşı
Robert De Niro'nun mezar taşı
123456789
Ankara’nın medya yüzü AKK Medya Çalışma Grubu
Ankara’nın medya yüzü AKK Medya Çalışma Grubu
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Robert De Niro'nun mezar taşı
Robert De Niro'nun mezar taşı
123456789

3 kuşakta Kore mucizesi-3

Güney Kore'yi her alanda zirveye çıkaran sırları Ankara Üniversitesi Kore Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. M. Ertan Gökmen ile konuşmaya devam ediyoruz. Güney Kore'de toplumun bilinç düzeyinin hayli yüksek olduğundan bahseden Gökmen, halkın Avrupalılardan bile daha bilinçli ve sistematik olduğunu vurguluyor.

Hale Tuna Kuterdem

ANKARA- Güney Kore'yi her alanda zirveye çıkaran sırları Ankara Üniversitesi Kore Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. M. Ertan Gökmen ile konuşmaya devam ediyoruz. Güney Kore'de toplumun bilinç düzeyinin hayli yüksek olduğundan bahseden Gökmen, halkın Avrupalılardan bile daha bilinçli ve sistematik olduğunu vurguluyor. Gökmen, grev ve protestolar örneğinden hareketle şunları söylüyor: "Avrupa'da mesela Fransa'da bugünlerde kamu personelinin grevi var. Yakıyorlar, yıkıyorlar, polisle çatışıyorlar. Kore'de de protesto gösterileri yapılır, sakin geçer ancak çok ses getirir. Fransa'daki protestolar gibi mağazaların talan edildiği, polise saldırıldığı ve göz yaşartıcı bombaların kullanıldığı protestolar olmaz. Derinden giden ama ses getiren protestolar... Yani daha sonuca odaklı protestolardır. Koreliler bunu öğrendi ama büyük bedel ödediler."

-Peki Kuzey Kore'nin füze denemeleri, nükleer silahları hakkında değerlendirmeleriniz neler?
Kuzey Kore'nin elinde çok nükleer silah olduğuna inanmıyorum. Kuzey Kore bunu yapabilecek maddi güce sahip değil. Yapabilir ama ne yapacak? Bu sadece bize gösterilmek istenen Kuzey Kore resmiymiş gibi geliyor bana. Tabii yatırımları olabilir, denemeler yapıyor olabilir ama bizim düşündüğümüz büyüklükte değil. Kuzey Kore hakkında çıkan medyadaki şeylerin Holywood yapımı olduğu ve üretilmiş birtakım malzemeler olduğu biliniyor artık.
Dolayısıyla Kuzey Kore'nin nükleer silahlara bu kadar fazla yatırım yapma olasılığını ben mantıklı görmüyorum. Eğer buna inanıyorsak o zaman o nükleer silahların gittiği hatları bulmak lazım. En son nereye gidiyorsa orayla ilgili de bir şeyler düşünmek lazım.

-Bir zamanlar İran'ın nükleer teknolojiyi Kuzey Kore'den aldığı iddiası vardı.
Bunlar artık dünyada çabuk engellenebilecek bir şey. ABD bunları çok sıcak tutuyor. Tutması da kendi açısından haklı. O bölgedeki varlığını her zaman hissettirmek zorunda. Asıl tehdit Kuzey Kore değil Çin. ABD'nin, bölgede varlığını devam ettirebilmek için Kuzey Kore gibi bir gerekçeye ihtiyacı var. Bunu da bu sayede zinde tutuyor. Kim Jong un bir füze atıyor, "O zaman buraya bir tane daha uçak gemisi gönderelim" diyor. Uçak gemisiyle nükleer silah engellenir mi? Uçak gemisinin orada Kuzey Kore'ye karşı olmadığını herkes biliyor. ABD'nin varlığını koruyabilmesi için Kuzey Kore gibi bir "şer cephesi"ne ihtiyacı var. Onu da çok güzel kullanıyor.

-Kuzey'in füze denemelerinin ardından Güney'de de bazı kesimlerden nükleer silah üretme talepleri duymaya başladık. Güney Kore de ilerde yayılmacı bir politika izleyebilir mi?
Zaten şu anda Kore yayılmacı politika izliyor. Eskiden fiziksel olarak yapılan yayılmacılık, şu anda sanayisiyle teknolojisiyle bunu zaten yapıyor. Türkiye gibi bir ülkede Samsung'un fabrikası telefon üretiyor. Seri bir şekilde telefon üretip, bizim gümrük birliği ya da Orta Asya ile ilişkilerimizi kullanarak burayı sıçrama tahtası yapıyor. Buna ek olarak çok önemli yatırımlar yapma aşamasında.

-Türkiye'ye yatırımlardan bahsettiniz.
Geçen sene Samsung fabrikası açıldı. Dünyada esnek kumaşlarda kullanılan likra üreten 2 firma vardır: Biri ABD'nin Spandex firması, diğeri de Kore'nin Hyosung firması. Hyosung fabrikasını birkaç yıl önce Çerkezköy'de açtı. Artı Samsung telefonlarını Çerkezköy'de üretecek. Yine Türkiye'nin geleceğe dönük olarak elektrikli otomobil üretimiyle ilgili yaptığı yatırımda, otomobilin en önemli parçası batarya. Kore'nin SK firmasıyla Koç, burada yatırım yapma kararı aldı. Aralıkta yanılmıyorsam fabrikanın Başkent Organize Sanayisi'nde temeli atılacak ve iki yıl sonra burada üretime başlanacak. Sadece Türkiye'nin otomotiv sektörüne batarya yapmayacakları çok aşikar. Samsung telefonlar şu anda Türk malı olarak çıkmaya başladı. Avrupa, Orta Asya ve Kuzey Afrika'ya Türk malı olarak satılıyor. Bu yayılmacılık değil mi?

-Güney Kore'de 1979'dan beri Moon Jae'in dışında bütün cumhurbaşkanları yolsuzluktan, görevini kötüye kullanmaktan yargılandı ve hapse girdi, biri intihar etti. Bütün bunlara rağmen Kore yine de yükseliyor. Bu nasıl oluyor?
Şöyle izah edeyim: İnsanoğlunun yaşadığı her yerde yolsuzluk, kirlilik olabilir. Ancak Kore'de "Şintobuli (신토불이)" denilen bir şey var. Bizdeki “Yerli malı yurdun malı herkes onu kullanmalı”nın bir karşılığı olarak. 1996-97 yılına kadar yabancı malları kullanmama konusunda hem kamuoyunu oluşturdu hem de bazı kanunlarla ülke dışından mal gelmesini engelledi. İthal otomobile binmiyordu Koreli. Çünkü vergileri çok yüksekti. İthal bir arabaya vereceği parayla iki yerli otomobil alabiliyordu. Teknolojisi geriydi ama kendi ürünlerine para harcayarak, otomotiv sektörünün gelişmesine halk olarak yardım ettiler. Bilinçli bir halk. Ülkesini kalkındırmak adına çok bilinçli hareket edebiliyor. Herhangi bir yerde olabilecek küçük bir sıkıntı anında duyulup ona karşı tepki geliştirilebiliyor. Mesela bir ürünü çok kolaylıkla protesto edebiliyorlar. Yolsuzluk varsa bir yerde bunu engelleyebilecek iradeleri de olduğunu Kore halkı biliyor. Koreliler bazı yolsuzluk yapan firmalara karşı çok ciddi yaptırımlar uyguladı ya da ülke menfaatlerini koruyan şirketlere de çok ciddi destek verdiler. Böyle bir bilinç düzeyleri var Korelilerin. Şimdi güncelde Paris Croissants firmasının ülke sathına yayılmış en büyük pastaneleri var. Bu pastanelerden birinde çalışan 23 yaşında bir kadın, sos üreten kazana düşerek yaşamını yitirmiş. Ertesi gün kazanın olduğu yeri perde ile kapatmışlar, diğer yerde üretim devam ediyor. "23 yaşındaki kadının öldüğü işletme nasıl hala açık olabiliyor" diye protesto var. Kimse pastanenin kapısından girmiyor, girenler de protesto ediliyor. Dolayısıyla yolsuzluk yapılan bir yerin cezasını halk, yargıdan önce verebiliyor. Bilinç düzeyi böylesine yüksek bir toplumdan bahsediyoruz. Şu anda gidin çok fazla ithal araba var ve "ayıp" olarak görmüyorlar ama 30 yıl öncesine gittiğinizde ithal araba kullanmayı ayıplıyorlardı. Şu anda da ayıp olarak görülen bazı şeyler de var. Örneğin, "Sokağa maskesiz çıkmak ayıptır" deniliyor. Ben bir ay önce oradaydım ve açık kapalı her yerde insanlar maskesini takıyordu. Maske takmamak ayıptı. Herhangi bir konuda oluşturulan bilinç, tartışmasız kabul ediliyor Kore'de. Firmalar bundan korkuyor. Yolsuzluk yapılması, ortaya çıkarılması çok ciddi kayıplara sebep olabilecek sonuçlar ortaya çıkarabiliyor.

-Anlattıklarınız, Avrupa'dan bile daha bilinçli bir toplum oldukları izlenimi uyandırdı bende.
Avrupa'dan kesinlikle daha bilinçli ve daha sistematik. Avrupa'da mesela Fransa'da bugünlerde kamu personelinin grevi var. Yakıyorlar, yıkıyorlar, polisle çatışıyorlar. Kore'de de protesto gösterileri yapılır, sakin geçer ancak çok ses getirir. Fransa'daki protestolar gibi mağazaların talan edildiği, polise saldırıldığı ve göz yaşartıcı bombaların kullanıldığı protestolar olmaz. Derinden giden ama ses getiren protestolar... Yani daha sonuca odaklı protestolardır. Koreliler bunu öğrendi ama büyük bedel ödediler. Mesela 1980'li yıllarda onlar da bir darbe yaşadı. "Gwangju" denilen demokrasinin ciddi biçimde ihlal edildiği bir olay var. Askeri müdahale ile gençlerin, demokrasi için gazete çıkaran çocukların, demokrasi adına söylem yapan akademisyenlerin öldürüldüğü, -kaç kişinin öldürüldüğünü bilmediğimiz için net rakam da söyleyemiyorum şu anda- Kore adına "ayıp" olan bir dönemden geçildi. O dönemleri tekrar yaşamamak için derinden gelen dip dalgayla geniş bir kamuoyu bilici oluşturdular ve bunda çok başarılı oldular.



-Türkiye'de giderek daha fazla ilgi odağı haline gelen Kore hakkında verdiğiniz bu aydınlatıcı bilgiler için çok teşekkür ediyoruz.

BİTTİ.